Bull Terrier, varlığını bundan yüzyıllar önce İngiltere’de yapılan ve 800 yıl boyunca büyük bir coşku ile izlenen köpek dövüşlerine borçludur.
Bu dövüşler için, özel dövüş köpekleri yetiştirildi. İlk olarak Mastif, daha sonraları İngiliz Bulldog benzeri köpekler yetiştirildi. Bu köpekler, arenalarda ayıların, aslanların ve boğaların üzerlerine saldırırlardı. Kral, soylular ve halk için bu gösteriler oldukça eğlendiriciydi.
19. yüzyılın başında bu tür eğlenceler yasaklandı. Fakat halk, bunu yerini dolduracak, köpekler arasında yaptırılan köpek dövüşlerini icat etti. Fakat mevcut olan köpek türleri, bu dövüşler için hantal yapılıydılar. Bunun üzerine, Bullenbeissser, Black-and-Tan Terrier ile çiftleştirilerek yapılan Bull Terrier adı verilen yeni bir ırk elde edildi. Böylece Terrier’in hareketliliği, canlılığı, Bullenbeisser’in kavga hırsı ile birleştirildi.
Aynı zamanda Bull Terrier’e “Gladyatör” adı da verildi. Çünkü onlar, kazanana ya da ölene dek birbirleri ile dövüşüyorlardı. Daha sonraları, köpek dövüşlerinin yasaklanmasına rağmen, bu gösteriler geçtiğimiz yüzyılın ikinci yarısına kadar devam etti. Fakat Bull Terrier işlevini kaybetmedi. Irkı, devam ettirildi. Özellikle İngiltere’de bekçi ve koruma köpeği olarak kullanılmaktadır. Bu ırka kıtalarda rastlaman oldukça zordur.
Bull Terrier kaslı bir vücut yapısına sahiptir. Boyu 42-52 cm arasındadır. Ağırlığı 17-26 kg’dır. Başı yumurta şeklindedir. Yanak kasları çok gelişmiştir. Tüy renkleri ise genellikle beyazdır ya da beyazın hakim olduğu karışımlardadır.
Bull Terrier’ın sürekli idare edilmesi gerekir. Her ne kadar ev içerisinde uyumlu ve çocuklara karşı sevecen gözükse de, koruma ve saldırma güdüsü bir anda alevlenebilir. Fakat sadece kendisine saldırılabileceği hissine kapıldığında saldırgan olur.