Bulldog, İngilizler için ulusal bir simge haline gelmiştir. Bunun nedeni ise, Bulldog’un, İngilizler ‘in ulusal meziyetlerini, kendi özellikleri olarak taşımasıdır. Bunlar, istikrar, güç ve hareketliliktir.
Bulldog’un ataları, Romalılar zamanında dövüş köpekleri olarak kullanılan iri yapılı, dayanıklı ve güçlü Molosser türü köpeklerdi. Geçen yüzyılda İngiltere’de kutlanan halk eğlence günlerinde, köpekler, boğalar ile dövüştürülürdü. Burada köpeğin yapması gereken, boğanın burnunu ısırarak onu yere yıkmaktı.
Bu karşılaşmalara Bullout adı verilmekteydi. Yetiştiriciler, bu karşılaşmalarda başarı sağlayabilecek türde, yani daha küçük fakat hareketli, geniş ağızlı ve birbirinden ayrı duran kesici dişlere sahip olan, aynı zamanda rakibini ısırdığında hava almasını sağlayan, basık burunlu bir köpek türü geliştirdiler.
Ayrık bacaklı, kendinden emin, güçlü vücut yapısı ve asık suratlı yüz ifadesi ile İngilizler tarafından çok beğenildi. Aynı zamanda sakin, sadık, dayanıklı ve çevresi tarafından tahrik edilmediği sürece de gayet iyi niyetli bir görünüme sahip olan Bulldog, şüphesiz İngiliz yetiştiricilerinin elde ettikleri başarılı bir ırktır.
Boyu 40 ile 45 cm arasındadır. Kırışıklıklarla kaplı büyük bir kafa yapısı vardır. Geniş bir ağız ve basık, yukarıya kalkık bir burna sahiptir. Kıvrımlı, yuvarlak, koyu renkte, birbirinden ayrık ve düşük kulakları vardır. Tüyleri kısa, yumuşak ve düzdür. Tüy rengi beyaz, kızılımsı ve solgun sarıdır. Göğüs kısmı ve kuyruk ucu her zaman için beyaz, yüz hatları siyahtır.
Bu çirkin görünümlü dövüş köpeği, insanoğlunun gerçek bir dostu olmuştur. Çok fazla harekete ihtiyacı yoktur ve sınırsız bir çocuk sevgisine sahiptir. Böylelikle ideal bir ev köpeği olarak tanımlanabilir. Yalnızca, dövüşmesi gerektiği anlarda, rakibine karşı acımasız olur.