Schnauzer denildiğinde akla ilk gelen soru, nasıl olup da bu köpek ile “ Bira” arasında bir ilgi kurulmuş olduğudur. Bu sorunun yanıtı oldukça basittir. Schnauzer ilk olarak bugünkü görünümü ile 1909 yılında Almanya’nın Münih şehrindeki büyük gösteride izleyenlere tanıtıldığında henüz kendine uygun bir isme sahip değildi. Bu nedenle “Bira Şehri” olan Münih’ten esinlenerek ona “Bierschnauzer” ismi veril. Bu ismin yanında ayrıca, zift ve is rengi tüylerinden dolayı “Russeri” ve “Russige Schnauzer” isimlerini de almıştır.
Erkek ve dişinin boyları en fazla 70 cm’dir. Bu boy ölçüsünü aştıkları taktirde hizmet köpeklerinde bulunması gereken hareket kabiliyetine sahip olamazlar. Ağırlıkları 30-35 kg arasında değişir. Genel görünümünün köşeli, hatta kare izlenimi uyandırması gerekir. Baş yapısı uzun ve güçlüdür. Burun rengi siyahtır. Koyu renk ve oval biçimli gözleri, uzun tüylü ve oldukça belirgin olan kaşları tarafından gölgelenir.
Mizacı, onun doğal olarak bekçi ve hizmet köpeği olmasını gerekli kılar. Oldukça zekidir. Bunun yanısıra canlı ve hareketli olmasına rağmen dikkatli, dayanıklı ve cesurdur. Ciddi durumlarda acımasız bir saldırgana dönüşür. Sahibine olan sonsuz bağlılığı yanında, bütün yabancılara karşı aynı derecede şüphecidir. Tam anlamı ile bir aile köpeği olabilecek yaradılışta değildir. Çok fazla ve uzun süreli hareket etme ihtiyacının dışında, görevlendirilmeye ihtiyaç duyar.